CHP Ticaret Bakanlığı’ndan Sorumlu Gölge Bakanı Prof. Dr. Volkan Demir, torba yasa tekkifini eleştirerek özellikle vergi beyannamesi süreleri, enflasyon muhasebesi ve deprem bölgelerindeki işletmelerin durumu gibi konularda acil düzenlemelerin gerektiğini belirtti.
Demir, “Vergi, harç, istisna ve muafiyetleri içeren 80 maddelik torba kanun teklifinin 2024 yılı bütçe görüşmeleri nedeniyle ileri bir tarihe ertelenmesinin aslında önemli bir fırsat olduğunu belirterek, bazı yanlışlardan geri dönülmesi gerekmektedir. Aksi halde KOBİ’ler çok zor duruma düşer, ticaret sıkıntıya girer” değerlendirmesini yaptı.
AK Parti iktidarına yeni bir düzenleme yapma çağrısında bulunan, Demir önerilerini şu şekilde sıraladı:
“KDV 2 olarak adlandırılan ve vergi kesintisinden sorumlu tutulanların verdiği KDV beyannamesinin süresi geri çekilmemeli ve indirim konusu yapılması için ödeme şartı kaldırılmalıdır. Uygulama ile tüm KDV beyannamelerinin verme süresinin öne çekilmesi söz konusudur. Ülkemizde ticaret vade üzerine kuruludur. 90-120-180 gün vade olan ticarette vergiyi ödemek için işletmeler yüzde 50’yi aşan faiz oranları ile kredi kullanmaktadır. Bu durum işletmeler için sürdürülemez niteliktedir.
Enflasyon muhasebesi uygulamasının “tüm kesimler için” matrah etkisi kaldırılmalıdır. Maalesef iş dünyası temsilcilerinin büyük bir kısmı, enflasyon muhasebesinin kendilerine vergi olarak döneceğinin farkında değiller. KOBİ’ler ve sanayi işletmeleri; stok, duran varlık yatırımlarını ülkemizdeki genel uygulamada olduğu gibi borç ile finanse ediyorlarsa 2024 yılında enflasyon dolayısıyla vergi ödemek zorunda kalacaklar. Deprem bölgesinde enflasyon muhasebesi gibi bir teknik konunun uygulanması ve denetlenmesi imkanı yoktur. 2004 yılında denenmiş ve başarılı olunamamıştır. Deprem bölgesinde kayıtlara ulaşılması ofislerini teşkil etmekte bile zorlanan mali müşavirler ve mükellefler için ise imkansızdır. Deprem bölgesinde enflasyon muhasebesi eğitimi yapmak bile zordur.
Bölgede faaliyette bulunan firmaların, deprem nedeniyle zayi olan malları ve bilançoların aktifinde yer alan, duran varlıklar için hesaplama da öz kaynak negatif etkisi olmaktadır. TTK 376 maddesine göre bilançolarda borca batık olma durumu meydana gelmektedir. İşletmeler de oluşan zararları mali tablolarına nasıl yansıtılacağı, oluşacak muhtemel zararların, öz kaynağa etkisinin nasıl elimine edileceği konusunda yasal bir düzenlemeye ihtiyaç bulunmaktadır.
Bölgedeki küçük esnafın önündeki belirsizliğin kaldırılması ve ‘geri ödemesiz” desteklerin artırılması gerekmektedir. Serbest Muhasebeci Mali Müşavir, avukat, doktor, diş hekimi gibi tüm serbest meslek mensuplarının hiçbir geliri yok, büro ofis mobilya demirbaş alet edevat ve bilgi işlem sistemlerini de depremde kaybetmişler buna rağmen KOSGEB desteklerinden ve kredilerden yararlanamamaktadır. Serbest meslek mensuplarının da KOSGEB ve uygun koşulla sağlanacak işletme kredilerden yararlanmaları sağlanması amacıyla KOSGEB veri tabanına kayıt olunabilmesi için gerekli idari ve hukuki düzenlemelerin gerçekleştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.”
Kamuoyunda öne çıkan bu ve benzeri pek çok talebin bütçe sonrası yeni bir düzenlemeyle gündeme gelmesi gerektiğini ifade eden Demir, “Bu yasayla ekonomik buhranı çözmek mümkün değil, tam tersine halkın sırtındaki yükü artırıyorsunuz. Torba yasayı geri çekin” dedi.